Nehrin Dibinden Üflenen Nefes
Konjic’te durmuş, şehrin meşhur çileğini tatmış ve şehri ufak bir gözlemleme fırsatı olmuştu. Savaş sonrası “Gazi Camii” diye anılmaya başlanmış ve buna istinaden kasıtlı olarak onarılmamış minaresiyle Vardacka Camii ziyaret edilmeliydi. Savaşın tüm acımasızlığı ve düşmanın nefreti insanların dışında önem atfedilen yapıları da vurmuştu. Havan topuyla vurulan bu camiinin vurulma amacını ekibimizin tarihçisi yandaki kiliseyle ilgili olabileceğine dair rivayetten söz etmişti. Nitekim böyle komplekse sahip olduklarını Mostar’da tepeye dikilen haçtan anlamıştık. Oysa Bilge Lider’in işaret ettiği gibi “hilal” gökteydi ve olduğu sürece Müslümanlar var olacaktı. Mostar’a vardığımız gün biraz dinlendikten sonra köprüyü görmek için evden dışarı çıktık. Ufak yürüyüşün ardından köprüyü cepheden gördüğümüz o ilk an paha biçilemezdi. Akşam olmasına rağmen cesametiyle orada öylece duruyordu. Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mimar Hayreddin’i...